Oh bitirdim.
Okuduğum kitapların arasında başladığım ve ders çalışır gibi altını çize çize ,kitapta bahsedilen resimlere baka baka okuduğum bir kitabı paylaşmak istedim bu kez. .90 ların sonunda alıp dokunmadığım bir kitaptı ,Pınar Kür çevirisi YKB Yayınları'ndan.
Resim eğitimi almadım, yapamam da -çizgiyi tanımadığımdan olduğunu söylemişti biri ama ben yetenekli insanları tanıdığımdan bu işe cüret etmedim - bir dönem 4 yıl kadar üniversitenin fotograf klubünü yönetmişliğim ve fotograf çekmeyi denemişliğim olduğundan görmeyi bildiğimi sanıyorum. Başka bir blog konusu yapacağım için kısaca söylemek gerekirse ara vermeden 16 yıl Hüsn-ü Hat çalıştım. Dolayısıyla san'at ya da sanat ruhumda var .
Ruhum güzel bir Hat yazısı izlerken ,kitap okurken , Placido Domingo dinlerken kendine geliyor.Yanlış anlamayın lütfen , iş yerinde insanların ayak kaydırma oyunları ve bir laf söylerken karşısındakini lafla çimdiklemelerine maruz kalmak , sabah kalktığında çalışan annenin ev koşuşturması , eve dönerkenki topuklu pabuçlarla mahallenin maskarası pozisyonu omuzda çanta ,ellerde market torbaları yetişilebilmişse eczaneye uğra kasaba sipariş ver , eve gir oğlanın günlük hikayeleri ....- liste uzar gider -
Anlayacağınız ben de halis muhlis bir İstanbul çalışan ev kadını anneyim... İşte diyorum ya anca okuyabildiğim bir kitap sayesinde özümü hatırladım ve hemen Sizlerle paylaşmak istedim. Umarım ukala bulmadınız beni.
Kitap hakkında ;
Öncelikle bu kitabın baş tarafını İlk Yıllar'ın hani şu Vincent 'in rahiplik yaptığı yıllara ait kısımları günümüz dindarlarının kesinlikle okumaları gerek.Güzel Allah'ım biz kullarına defalarca aynı lafları etmiş her kitabında aynı şeyleri söylemiş de biz hala anlamamışız bi de üstüne yok o öyle değildi diye kaçar mezhebe bölünmüşüz .Bence tüm yollar aynı yere gidiyor , bu vesile ile tekrar dile getirmek istedim.
Aile hakkında ilginç bir yorumu var ; Sizlerin fikirlerini de almak isterdim.Sayfa.77 "Aile , birbiriyle çelişen ilgi ve düşüncelere sahip,her biri ötekilere karşı olan, iki ya da daha fazla kişinin ancak ailenin bir başka kişisini engellemek için görüş birliğine varabildikleri ölümcül bir bileşim ." ne dersiniz.
Benim kardeşim olmadığından biraz değişik geldi bana.
Bazı ünlü resimlerin nasıl doğduğunu hangi ortamda üretildiklerini bu kitaptan öğrenebilirsiniz.
Örneğin ; Gauguin, Van Gogh 'un Gece Kahvesi resmini taklid etmiş (Gaugin 'in üzüm bağı ya da İnsan Acıları adlı tablosu S.200 )
Arles 'teki ODA tablosu 'nun özellilkleri ki bu tabloyu yapmayı daha önceden de düşünmüş " 30 numara tuval olacak her şeyi renkle vereceğim burda ,her şeyi basitleştirerek görkemli hale getirmek ve genelde bir uyku hali bırakmak istiyorum " s.199 ..
Ayçiçekleri !ni yaparken duyduğu heyecan vs.
böyle gidiyor.
Bir yaratım süreci .Ve hangi şartlar o hazin sona götürüyor . Kesinlikle salim kafayla bir okuyun derim.
Okuyanınız varsa ,Sizde bıraktığı etkiyi de merak ederim doğrusu .Resimler içinse Ulu Google yardımcı olacaktır.
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder