1 Kasım 2016 Salı

KARADENİZ 'İ GEZİYORUM


Kendiniz gezmek isterseniz...

Giresun'a doğru Amazon Adası 

olmazsa olmazlar ;

Yağmurluk , altı kaymayan ayakkabı , güneş gözlüğü ve koruyucu krem , yedekli mayo , havlular .deniz/plaj ayakkabısı .

Aracınız mümkünse 4 x 4  olmalı , sürekli tırman in ,fren gaz çalışacaksınız. Otomatik iyi olur bu durumda.Ya da en kötü ihtimalle patinaj sistemi olan araç .

Saydıklarım Haziran -Temmuz -Ağustos -Eylül için geçerli.

İstanbul'da yaşayanlar eğer deniz ve güneş istiyor ise Temmuz-Ağustos aylarında gitmeli.Eylül deniz için riskli ama gezi için sorun değil.Ağustos sıcağı İstanbul'un Eylül ayı gibi yani 1-1.5 ay geriden düşünün.

Deniz her zaman ılık ,Kuzey Ege kadar soğuk değil ,şaşılacak şey .Halbuki sürekli yağmur sebebiyle dereler denize karışıyor.  Resimdeki gibi küçük bulutlar varsa yüzebilirsiniz. Hatta biran önce yüzün çünkü yarım saat sonra ne olacağı belli değil.

Bölgede sürekli hava sirkülasyonu olduğundan bir bulut her yeri geziyor , yağmura yakalandınızsa ??ortalama 100 km hızla bulutu atlarsınız.

Tur şirketi ile değil de kendiniz gezmek isterseniz Trabzon Havaalanı'nı tercih edin.Araç kiralama alternatifi çok. Araplarca çok popüler olduğundan uçuşunuzdan 1 hafta önce aracınızı alın.Şirketlerle ilgili şikayetleri webten okuyun malum fırsatçılar da var.Biz full kasko yaptırdığımız halde 400 tl fazladan ödedik sırf kavga çıkmasın diye.

Gezinizde otoban kullanın derim.Navigasyona güvenip yol burdan da gidiyor demeyin.Trabzon ki ülkemizin en büyük şehirlerinden biri merkez çarşının içinden 5 dk. içeri girince dağ tepe daracık yerlere geliyorsunuz .İyisi mi bir yeri gezdikten sonra sahile inin. Bu zaman kaybı gibi görünebilir ama inanın diğer şekilde daha fazla zaman kaybedersiniz..

Tirebolu'da kaldığım için yönüm Doğu'ya doğru.

Ordu -Giresun fındık satın alıp ,fındıktan yapılma ürünleri bolca bulacağınız yer.Nefis fındıklı tatlılar aklınızı alacak.Burda kullanılan tereyağ Trabzon yağından daha hafif.Endişe etmeyin. Özellikle sütlü fındıklı kadayıf ,baklava gibi tatlıları deneyin.Antep baklavasından daha hafif.
Teleferikten Ordu görünümü






Ordu -Fatsa Haznedaroğlu Konağı

 

Vakfıkebir ekmeğini illa Vakfıkebir'den alacaksınız diye birşey yok.
Yolda büyük fırınlar var.Hepsinin un temin ettiği yer aynı ve hepsi odun fırını.Herhangi birinden alabilirsiniz.Trabzon -Giresun istikametinde Kız Kalesini geçince göreceğiniz fırın bizim favorimizdi.

Akçabat -Nihat Usta artık İstanbul'da da var.Lezzet aynı mı bilmiyorum.Baklavasını tavsiye ederim.
Panorama restaurant değil de sahildekini (aralarında 7 km var) tercih ettik biz.
Sultan Murat Yaylası'na çıkarken



Trabzon

gümüş işçiliğinin önemli merkezlerinden

,telkari , hasır , kazaziye

ürünleri Bedesten'den daha yukarı çıkınca Kunduracılar Caddesi'ndeki dükkanlardan alın.Sahildeki otoparka aracınızı bırakıp yürüyerek yukarı çıkıp alışveriş yaklaşık 30-40 dk.

Malum büyük şehir ama İstanbul kadar değil.

Maçka -Sümela -Vazelon güzergahı yol çok düzgün asfalt.Vazelon'a çıkışta bir yere kadar beton sonra toprak / taş döküntüsü .İşte şoförlüğünüzü göstereceğiniz yer.İlle Vazelon'u göreceğim derseniz ve bir noktada vaz geçerseniz sabredin dönüş için yer var. Yoksa yola girdiğinizde mecbur manastıra kadar çıkmanız gerek geri vites dahi yapamayacaksınız.

Vazelon Manastır Yolu
Niyetiniz Gümüşhane 'ye gitmek değilse sahil yoluna geri dönüp sağa doğru Sürmene'ye doğru yani Çaykara-Uzölgöl 'e gidebilirsiniz. Çaykara için de bir miktar yol almanız gerek. Biz oldukça geç saatte yöneldik.Uzungöl'de konaklamak niyetindeydik ama araplara hitabeden bir turizm merkezi gözlerimizi fal taşı gibi fırlatttı.4 kişi için gecelik 900 tl istediler.Turizm bürsonun fiyatı imiş. Yaylaya doğru devam edince gecelik 250 tl'ye bir apart bulduk.Sabah kalvaltıyı göl kenarında yapmak isteyen çok insan olunca otopark ücreti 15 tl ödeyip çay içemeden kalktık çünkü sıra size gelmiyor , 

Çayeli -Lale Lokantası Uzungöl 'den gözümüz aç yola çıkınca etrafta yöresel yemek yapan yer var mı diye araştırıken Lale Lokantası geldi aklıma .Rize'ye doğru sağ yönde.Kurufasülye yemeden olmaz diyordum ama sabah kalvaltı için kapıya dayandık.Çorba içsek fasülyeye yer kalmadı. Saat 10.00 da masaya oturup fasülyenin fırından çıkışını bekledik saat 11.00 de servis ediliyor. Oğlum iki tabak yedi ,e sütlaçın hatırı kaldırdı. Olmaz demeyin deneyin 


Rize - Etrafı dolaşıp gece burda konaklarız diye sabahtan otelde yer ayırttık, akşam gittiğimizde grup gelmiş bizim odayı başkasına satmışlardı."Ama ...hn la teyidleştik diyince o nöbetçiydi gitti " dediler." Sizi başka otele yönlendirelim , kişi başı 50 tl daha fazla ödeyin"demediler tabi öyle oldu. 

Ertesi gün bu hikayeyi anlatıp yer ayırttık , bizde öyle bişey olmaz dediler ama bu kez odanın kapısı bozuktu ,sizi 50tl daha pahalı olan başka odaya alalım dediler , demediler öyle oldu. Şekil bu . Kelimenin kabalığı değil bence durumu ifade eden başka kelime yok KAZIK yedik her konuda .Rize 'de .Bu nedenle olabildiğince çabuk geçin burdan. 

Pazar ve Hemşin ,kendine özgü dili olan yerler.Dağlar vahşi ormanlarla gökyüzü de resimdeki bulutlarla dolu.Orman olmayan yerler çay. Bu bölgeden kesinlikle Rize Bezi alın derim.Pamuklu dokuması ile İstanbul yazlarının kurtarıcısı.Her türlü ürün var. Keşan denilen karadenize özgü bezi de yolun sağ ve solundaki büyük dükkanlarda bulabilirsiniz. Pamuklu olan gerçek dokumadır. 
Fırtına Deresi 
Yola devam edip Kaçkar Dağları Milli Parkı'na gidip burdaki otellerde kalabilirsiniz. Biz gece Rize 'de kaldık pişman olduk. Çamlıhemşin Ayder Zilkale bir gün ayırmanız gereken bir yer .

Ayder'e neden insanlar akın akın gidiyor anlamadım.Her yer yeşil hatta her köyün yaylası var.Bütün tepelerde yayla var.Kalacak yerler de var. Fırtına deresi üzerinde rafting yapmak niyetindeydim, midem kaldırmadı kıyafetleri giymeye.Kendi kıyafetiniz varsa dereye lafım yok.
Çamlıhemşin derenin kenarındaki evlerden ibaret sola giderseniz Ayder sağa giderseniz Zil Kale. Hatta Sini Yöresel Yemekler'i çok çok tavsiye ederim. 10 günlük gezide gözümün de nefsimin de doyduğu tek yer oldu. Bal, kaymak ,tereyağ, ekmek ve çay bence yeterliydi . 4 kişi tüm günün öğününe 120 tl verdik , 30 bardaktan fazla çay içmişiz , yani oldukça uygun fiyat. 


Devam ederseniz yine Kaçkar Dağları'na gidersiniz .Asfalt yol, sorun yok.Zil Kale yolu da çok iyi. 
Biz devam edip Batum'a geçtik.Dönüşte Hopa'da geceledik.Hopa içindeki çarşıda ilk kez sebzeli pide yedik.Başarılıydı. 

Ertesi sabah Artvin , Kafkasör Yaylası boğa güreşlerini izleyip gece Koliva Otel 'de kaldık. 4 yıldız evet hak eden bir yer. Kış aylarında da hizmet veriyor.Özellikle karda hem çok kaliteli hem çok romantik bir yer olur. 
       


Bu süre içinde yağmura , 15 dakika sonra açan güneşe , döne döne giden toprak yollara , her yemeğe katılan tereyağa en güzeli de içime dolan oksijene fena alıştım.

Dilerim karadeniz gezerken karşılaşırız da bana yazınızı okumuştum geziyorum dersiniz . 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder